26 Ekim 2012 Cuma

KİTAP TANITIMI : Sıcağıyla, Acısıyla Adana Futbolu (Der. Yavuz Yıldırım & Mustafa Uçar)

Sıcağıyla, Acısıyla Adana Futbolu
İletişim Yayınları, 2009, 301 sayfa.



Zaten futbol üzerine yayınlanmış kitap fukarası olan memlekette, futbola Anadolu'dan (ya da Üç Büyükler'in dışından) bakan futbol kitaplarının çok az olmasının yarattığı boşluk nicedir hissediliyordu. Neyse ki; İletişim Yayınları'nın Futbol Kitapları serisinden bu alanda çok değerli kitaplar yayınlandı da bu önemli eksiklik bir nebze olsun, giderilmiş oldu. Trabzonspor, Samsunspor, Eskişehirspor, Bursaspor, Göztepe, Karşıyaka kitaplarının yanısıra bu kitapla Adana Futbolu'na yönünü çeviriyor seri.

Kitabın önsözünde yayına hazırlayan Yıldırım ve Uçar'ın 'aslında kendilerinin ilgi ve bilgilerinin çok daha fazla olduğu Adana Demirspor'la ilgili bir kitap hazırlamak istediklerini ancak yayınevinin editörü Tanıl Bora'nın talebiyle genel olarak Adana Futbolu konseptinin hazırlandığını' okuyunca açıkçası 'Adana Demirspor ağırlıklı bir Adana Futbolu' kitabıyla karşı karşıya olduğumu düşünmüştüm. Ancak derleyicilerin bu samimi itirafına rağmen kitabı okudukça Adana Demirspor - Adanaspor dengesinin özenle korunduğunu, her iki takımın efsanelerine, öykülerine hak ettikleri yerin verildiğini görünce kafamdaki düşünce yavaş yavaş kaybolup gitti. (Konuyla ilgili getirebileceğim yegane eleştiri, bu anlamlı dengeye rağmen kapağın mavi lacivert olması...)

Kitap su gibi akıp gidiyor. Bir yandan Adana'nın futbol efsaneleri Muharrem Gülerginler, Dorde Miliçler, İsa Ertürkler, Fatih Terimler, Kayhan Kaynaklar, Selami Tekkazancılar, Gündüz Tekin Onaylar resmi geçit yaparken bir yandan da Adana spor basının hallerine, kulüplerin girdiği idari krizlere, Adana'da sporcu veya teknik adam olarak görev yapmış futbol adamlarının gözlemlerine uzanıyor kitap. Burada Adana Demirspor'da futbol oynayan ve hem Adana Demirspor'da hem de Adanaspor'da teknik direktörlük yapan Metin Yıldız'ın yazısına ayrı bir parantez açmak istiyorum. Adana dışında doğup büyümesine rağmen Adana'yı, Adanalılar'ı ve Adana spor camiasını o kadar güzel bir uslupla anlatmış ki; insan neden bu ismin tam 4 yıldır hiçbir kulüpte veya ulusal bir medya kuruluşunda görev almadığına hayıflanıyor. Futbol üzerine kalem oynatırken Turgut Uyar'dan alıntı yapan, Ezginin Günlüğü şarkılarına gönderme yaparken insan hikayelerini de böylesine ustalıklı bir dille anlatabilen kaç kişi var ki?

En hüzünlü bölümlerse Adana kulüplerinin son yıllarda yaşadığı krizlere değinilen yazılar. Bir zamanlar Türkiye Şampiyonu olmuş bir Adana Demirspor'un, ülkenin en üst ligini 2. tamamlamış bir Adanaspor'un nasıl olup da bugünkü (aslında bugünkünden de kötü) noktalara gelişine tanıklık ettiğimiz bölümler yani... Özellikle bu bölümleri okurken anlıyorsunuz ki; futbolu önplanına alan ama aslında "ülkenin tarım ve sanayi lokomotifiyken duraklama evresine girmiş, küçük kardeşi konumundaki şehirler pek çok alandaki yerlerini sağlamlaştırırken gerekli atılımları yapamamış" bir şehrin hikayesini anlatıyor Adana Futbolu. 

Kitap, memleketin futbol kültürüne ve her zaman özgün bir yer edinmiş olan Adana futboluna dair bir şeyler öğrenmek isteyen herkes için bir başucu kitabı özelliği taşıyor.

1 yorum: