15 Ekim 2012 Pazartesi

MAÇ YAZISI : ANKARAGÜCÜ 1 - BUCASPOR 5

1. Lig 7. hafta mücadelesini Ferah Şahin, altligler.blogspot.com için izledi ve yazdı. [https://twitter.com/Scorponaxe]



Yazıma öncelikle Ankara 19 Mayıs Stadı’nda ilk kez maç izlediğimi söyleyerek ve gördüğüm güzel ambiyans karşısında bu duruma ne kadar üzüldüğümü belirterek başlamak istiyorum. Evet, gerçekten güzel bir stad, güzel bir zemin, güzel bir hava ve maç öncesinde takımını gayet güzel bir şekilde destekleyen bir taraftar vardı. Her ne kadar bana göre stadda olması gerektiğinden çok ama çok az bir seyirci kitlesi olsa da – sanıyorum stadın ses akustiğinden - gayet etkileyici tezahüratlar yapıldı. Burada Gecekondu tribününe ayrı bir parantez açmak lazım; gerçekten iyi bir grup oluşturmuşlar.

Maça gelecek olursak, oyun Bucaspor’un kontrolünde başladı diyebiliriz. İlk dakikalardan Ankaragücü’nün golü bulduğu ana dek oyunu kontrol eden Bucaspor oldu. Nitekim daha ilk dakikalarda Dahmane’nin ortasında Zafer Çevik golü bulmuş. Bulmuş diyorum çünkü bu golü bulunduğum kapalı sağ tribününde çıkan olayları izlerken kaçırdım. Böylece ben de 19 Mayıs Stadı’nda izlediği ilk maçtaki ilk golü göremeyenler ile birlikte adımı altın harflerle tarihe kazıdım sanıyorum. Bu durumun verdiği üzüntü ve kızgınlık ile kendimi maça verdim. Golden hemen birkaç dakika sonra Ankaragücü’nde gecenin belki de tek etkili ismi Mert Erdoğan ceza sahası dışından çok şık bir vuruş yaptı ve şutu direkten döndü. İzlediğim kadarıyla bu çocukta yetenek var gerçekten. Maçın 32. dakikasına gelindiğinde bu ana dek oyun olarak hiç ümit vermeyen Ankaragücü, bana göre faul olmayan bir pozisyonda hakem Deniz Çoban’ın verdiği serbest vuruşu iyi değerlendirdi ve maça dengeyi getirdi. Bu golden sonra Ankaragücü biraz kımıldanmaya başladı. Hatta bu bölümde 4’e 1 gelebileceği bir kontra atağı topu kontrol edemedikleri için resmen harcadılar. İlk yarıda söylenebilecek başka bir nokta Bucaspor’un sürekli sol kanattan hücuma kalkmak istemesi ve bunun neticesinde sağ kanatta en az 2-3 kez müsait durumda top isteyen Zafer’i bir türlü görememeleri olabilir. Zaten ilk yarının sonlarına doğru da sanıyorum bu durumdan dolayı Dahmane ile kanat değiştirdi.

İkinci yarıya aynı 11’lerle başlandı. İlk 5 dakikada dikkatimi çeken şey Mehmet Batdal’ın hava toplarında kendini hiç kasmaması oldu. Gerçekten de ilk yarıda da hemen hemen bütün hava toplarını kendisini savunan Aytaç’a vermişti. “Galatasaray da bu adam mı oynadı yani?” diye kendime sorular sorarken Batdal da belki de düşüncelerimi algılamış gibi yavaş yavaş oyuna ağırlığını koymaya başladı. Önce Umut Gündoğan’ın direkten dönen pozisyonunun hazırlayıcısı oldu, daha sonra da takımına penaltı kazandırdı ve Zafer takımını 2-1 öne geçirdi. Penaltı kararı sonrası – ki bana göre de ağır bir karardı - Ankaragücü takımı gerek futbolcular gerekse de taraftarlar olarak resmen çöktü. Evet, kötü bir durumdu verilen ağır penaltı kararı ama özellikle futbolcuların bu kadar kolay pes etmemesi gerekirdi bana göre. 2-1 geriye düştükten sonra Ankaragücü takımı hem defansı çok önde kurmaya hem de rakip forvetlerine basmamaya başladılar. Bunun neticesinde de kolay diyebileceğimiz 3 gol daha yediler. Rakip defans oyuncularından baskı görmeyen Batdal topu rahatlıkla kontrolünde tutup diğer arkadaşlarına vererek hücumları genelde yönlendiren isim oldu ve gayet başarılı bir ikinci yarı oynamış göründü. Sonuç olarak Bucaspor kendini fazla sıkmadığı maçı farklı kazandı.

Maç ile ilgili olarak son sözlerimi hakemler üzerine söylemek istiyorum. Gerçekten çok vasat bir yönetim gösterdiklerini düşünüyorum. Özellikle kapalı tribün önünde görev yapan hakemin en az 4-5 pozisyonda bırakın hatalı karar vermeyi, hatalı karar bile verememesine sebep olacak bir şekilde futbolcuların 2-3 metre gerisinde kaldığına şahit oldum. Bu güzel oyun için en az futbolcular kadar diğer görevlilerin de canını dişine takıp mücadele etmesi gerekiyor bence. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder