22 Ağustos 2012 Çarşamba

Adana Demirspor'da Neler Oluyor? (Röportaj)

Haftalardır Adana Demirspor camiası, taraftarlarla yönetim arasındaki gerilimle çalkalanıyor. Neler olup bittiğini öğrenmek için ben de sözü Adana Demirspor camiasının içinden bir taraftara,  [https://twitter.com/mundial1940] 'a bıraktım.




Nedir bu Adana Demirspor'daki taraftarla yönetim arasındaki sorun, ne zaman ve niye başladı. Biraz anlatır mısın ?

Sorun aslında yeni bir sorun değil, birikmiş bir sorun. Hatta bizim bir kuşak üstümüzdekiler bunun 20 yıllık bir mesele olduğunu söylüyor. Daha doğrusu Aytaç Durak'ın kulüp başkanı olması ile birlikte başlıyor sıkıntı. Yıllarca kulübün büyük borçlar altına sokulması, kulübün tüm üye profilinin değişmesi, Aytaç Durak ve onun çevresinin hakimiyetine geçmesi gibi etkenlerle başlıyor. Ama bu süreçte şehrin diğer bütün ileri kesimlerinin buna göz yumması ve taraftarın örgütsüz oluşu Durak ekibinin süreci daha rahat yönetmesine neden oluyor; ta ki Demirspor 3. Lig'e (fiili olarak 4. Lig'e) düşmesi ile taraftar, Şimşekler grubu ile bu sürece müdahale etmeye başladı. Başlangıçta bu işler o dönemin gençlerinin, liselilerinin (ki ben de aynı kuşağa dahilim) kulüp binasını basması, futbolcu veya hocaları dövmesi, ya da belediye binasını basması şeklinde oluyordu. Tabi daha sonraları bu işlerin yanlışlığı üzerine hemfikir olunmasıyla açlık grevleri, yürüyüşler ve daha çeşit şeyler organize edildi; ta ki Aytaç Durak'ın kulüp başkanlığını bırakana kadar. Durak'tan sonra onun türevi Mustafa Tuncel göreve geldi ve o da Aytaç Durak'ın direktifleri doğrultusunda işler yapmaya başladı. Burada Şimşekler grubunun ileri gelenleri, yaşça büyükleri kulüp kongre üyeliği gibi noktalara da gelmeye başladı. Tüm bu süreçte Aytaç Durak ilk yenilgisini, taraftar grubunun Bekir Çınar'ı kulüp yönetimine getirmesi ile aldı ama burada da Bekir Çınar dışında listede yer alan şu an ki gölge başkan Mehmet Gökoğlu grubu bir şekilde Aytaç Durak ile birleşip Bekir Çınar yönetimini ekarte ettiler.
Sonraki süreçte işin içine sosyal medya, forumlar vs. girmeye başladı. Şimşekler grubu, diğer taraftar kesimi tarafından sahiplenilir bir pozisyon aldı. Aytaç Durak'ın buradaki hamlesi içerideki zayıf halkayı bulup grubu dağıtmak adına oldu ama başaramadı. 

Sanırım son kongreye doğru geliyoruz; iki adayın ikisi de Mehmet Gökoğlu ve Selahattin Aydoğdu anlaşılmaz bir şekilde birkaç gün içinde adaylıktan çekildi ve taraftarın pimini de bu gelişme çekti. Bu süreçte neler yaşandı?

Evet tam da oraya geldik, şampiyonluk kutlamaları sırasında veda konuşması yapan Mehmet Gökoğlu birden tekrar aday olduğunu açıkladı. Bu durum ilk önce garipsendi  ama işin rengi yapılan açıklamalarla ortaya çıktı.
Bu noktadan sonra grup tavrını daha sertleştirdi, çünkü ortada ciddi bir rant alanı vardı ve mevcut yönetimin planı Aydoğdu ile bozulmuştu. Buradan sonra acil bir şekilde aradaki fark gözetilerek bir günde 146 kongre delegesi daha kayıt edildi gazete ve yakın oldukları siyasi partiler üzerinden bir manipülasyon yapılmaya başlandı.
"AKP Demirspor'u ele geçirmeye çalışıyor" , "Vali Gökoğlu'nu tehdit ediyor" tarzı haberler ulusal basına servis edilmeye başlandı. Oysa Aydoğdu'nun listesinde Türk-İş Bölge temsilcisinden CHP il başkanının kardeşine Arap Alevi çevresinin ileri gelenlerine kadar birçok isim yer alıyordu. Sonra bu söylem meclis kürsüne kadar taşındı. Tabii pek çok insan da AKP karşıtlığı açısından ele alıp bu söylemin üstüne balıklama atladı ve nihayetinde Aydoğdu ekibi valinin de "isteği" ile adaylıktan çekildi. Yapılan sahte üye kayıtları ile ilgili yaptığı şikayetler üzerine dernekler masası kulüp defterlerini incelemeye alınca paniğe kapılan Gökoğlu adaylıktan çekildi.

Şu anda tepki veren taraftarların Selahattin Aydoğdu'nun çevresinde yer alan gruplar olduğu yolunda haberler de çıktı. Doğru mu bu algı?

Selahattin Aydoğdu çevresi diye bir şeyin olmasının imkanı yok çünkü Aydoğdu dışarıda kalan, zaman zaman Demirspor maçlarına gelen biri. Sadece bir dönemde Terim'in yönlendirmesi ile kulüp yönetiminde yer alan ve kulüp içerisinde çevre yapacak kadar etkisi olmayan biri. Hatta TT Arena'da yapılan kupa maçından sonra taraftarın desteğini görüp heyecanlanıp "Yönetim bırakırsa başkanlığa aday olurum" diye açıklama yapınca grup hem Terim'le olan yakınlığı, hem de net bir şekilde neden Demirspor'a başkan olmak istediğini belirtmediğini gerekçe göstererek mesafeli yaklaşmış ve kabul etmemişti.

Ancak son kongre açısından bakıldığında; grupların Aydoğdu'nun adaylığını desteklediği görüyor. Aynı kesimlerin sürekli olarak kulübün yerleşik değerlerine, emekten yana söylemlere vurgu yaptığı düşünüldüğünde "10 milyon lira hibeyle geliyorum" söylemiyle adaylığını koyan üstelik de camiaya nispeten yabancı bir 'paralı başkanla' ittifak halinde görülmesi çelişki değil midir?

Hayır mesele orada değil. Yıllarca "Kulübün menfaatleri için varız, şu an çok yüklü borçlarımız var, bunların acil ödenmesi gerekiyor yoksa Demirspor'u zor günler bekliyor" diyerek para toplayan birinin sponsorlar aracılığı ile 10 milyon gelirle bu borcu kapatacağız diye birine karşı takındığı tutumdaki çelişkidir. Buradaki kavga budur. Yıllarca parası ödenmeyen futbolcuların son maça kadar getirip para alamadıkları için yaptığı grevler, aylarca para alamayan personel, genç takım oyuncuları... Bunlar bir daha yaşanmasın diye destek verildi. Kaldı ki Aydoğdu da öyle para babası biri değil sadece iş çevresi geniş ve İstanbul'da sevilen bir restoranın sahibi olması sebebiyle topladığı sponsor geliridir 10 milyon.
Bu arada şunu da belirtmem gerekiyor ki, ben başından bu yana Aydoğdu'ya da, Gökoğlu'ya da mesafeli bakıyordum, nedeni de mevcut düzen içerisindeki ütopik yaklaşımımdır. 

Mevcut yönetime neden taşeron diyorsunuz? Kimin taşeronu, Gökoğlu'nun mu, Durak'ın mı, başkalarının mı?

Şu an mevcut liste Gökoğlu'nun listesi. Yani Gökoğlu kendi girmediği için listesini seçtiği bir taşeron başkan üzerinden yönetiyor. Bu söylemin sebebi de budur. 

Peki gösterdiğiniz bu keskin tepkilerin, futbolcuların ve teknik heyetin üzerinde fazladan bir baskı oluşturmasından ve saha sonuçlarının olumsuz etkilenmesinden çekinmiyor musunuz?

Keskin tepkinin nedeni biraz da futbolcuların ve teknik heyetin halihazırda yaşadığı (ve yaşamaya da devam edecek gibi göründüğü) sıkıntılar. Bunu geçen seneden kalan futbolcular çok iyi biliyor ve bundan dolayı bir baskı yerine rahatlık yaşıyorlar. Çünkü geçen sezon parasını alamayan futbolcular, yönetime olan bu keskin tepkiler sayesinde paraların büyük bir ksımını aldılar. Şu an bu tavır daha keskin çünkü bir çözüm yolu ortada bekliyor ve hazırım diyor taraftar da bu sorunlar hiç yaşanmadan çekilin sorunsuz bir lig yaşayalım isteğindeler.

Ya saha sonuçlar iyi giderse? Tepkilerde bir azalma ya da yumuşama bekleyebilir miyiz?

Benim kanaatim; emek veren futbolcu her koşulda sahada gerekli desteği görmeli. Ama eldeki somut veriler başarı emaresi göstermiyor. Yönetime yönelik tepkiler her koşulda devam edecektir, istifa edene kadar.

Önerin nedir peki, yönetim gitsin, sonrası?

Sonrası basit, kongre kararı alıp kendileri dışında çıkacak herhangi bir aday olması halinde aday olmayacaklarını açıklasınlar. Ardından eğer gerçekten biri çıkıp şu dönemde sahiplenmezse tekrar aday olsunlar. Taraftarı ancak bu şekilde kazanabilirler yoksa zor.

Çok teşekkür ederim vakit ayırıp yanıtladığın için, bitirmeden önce eklemek istediğin bir şey var mı?

Bu süreçte asıl sorun şudur : Adana Demirspor halkın takımıdır ve yıllarca birinin himayesine, şirketleşmeye karşı direnmiştir. Bugünlere kadar gelmesini de taraftarına borçludur. Ancak bu dönemde taraftar gözardı edilerek yönetim belirlenmiştir. Şampiyonluk sevinci kursağında bırakılan taraftarın asıl isyanı bunadır. Bu tavrı ile de Aydoğdu'ya da diğerlerine de hepsine bu takımın gerçek sahibi biziz mesajı veriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder