* 1. Lig 7. hafta mücadelesini Kaan Düzcan,
altligler.blogspot.com için izledi ve yazdı.
[https://twitter.com/KaanDzCn2012]
İzmir’de keyifli ve bir o kadar da
heyecanlı bir cumartesi sabahına uyanmıştık dün. Vakit geçmek bilmiyordu sanki.
Taraftar heyecanla 16.00'da önce Karşıyaka Arena’ya basketbol maçına,
sonra da 19.00'da Alsancak Stadı'na futbol maçına koşacaktı. Ne kadar
burada futbol yazacaksak da belki basketbol maçının sonucunu merak eden olur
diye yazalım: Mersin Büyükşehir Belediyespor’u 85-73 yenerek başladık
güne.
Alsancak’ta maç vakti yaklaştıkça
heyecan artıyordu. Maç öncesi klasik mekanımız olan Albatros Sokağı’nda Adana
Demirsporlu arkadaşlarımızla sohbetler ettik, futboldan konuştuk biraz, kalan
maçlarında başarılar diledik. Artık Stadın yolunu tutma vakti gelmişti.
Saatimiz 19.00'u gösterdiğinde hakemin ilk düdüğü ile “Haydi Kaf-Kaf” dedik.
Malum, geçen hafta alınan 3-0'lık Gaziantep Büyükşehir Belediyespor mağlubiyeti
üzmüştü bizi ve futbolcularımızın o günkü hatalarından ders çıkardıklarını
düşündük.
Maça kontrollü ve dikkatli başladık. Ahmet Solakel ile bir fırsat
yakalayacağız derken kendisi yerde kaldı, biz penaltı olarak gördük ama
itirazlar sonuç getirmedi tabii. Oyunun devamında, sağ kanadımızdan yaptığımız
faul sonrası kalemizde golü gördük. Golün adı eski bir dost Gökhan Kaba’ydı.
Takımın maçtan kopmayacağını ve artık saldırmaya başlayacağını düşünüyorduk ve
belki de ilk ciddi atağımızda rakibin de hata yapmasıyla Makukula ile golü
bulduk. “Maku attı artık açılacak” diye düşünmeye başladık, kral dönüyordu...
İnce ince başladık hücumları ciddileştirmeye ama pozisyona giremedik bir türlü,
“İlk yarı bitsin böyle” derken sağ bekimiz Sercan topu bir türlü
uzaklaştıramadı, taça atacağını düşündük atmadı, o da olmazsa kornere bırak en
azından dedik bırakmadı ve şık bir topuk pasıyla topu rakibe teslim etti.
Açılan ortada eski dost Gökhan Kaba bir kez daha çıktı sahneye ve soyunma
odasına 1-2 mağlup girdik.
İkinci yarı tüm hatlarıyla saldıracak
bir takım ve goller beklerken orta sahanın en yaratıcı futbolcusu olan Fatih
Şen'in devre başladıktan yaklaşık 10 dakika sonra oyundan çıkmasına anlam
veremedik. Fatih Şen’in oyundan çıkmasıyla Emre Aktaş oyuna girdi, bu da çift
forvet oynayacağımızı gösteriyordu ki; kaleciye verilen bir geri pasta zeminin
azizliği, üstüne Necati'nin kısa düşen degajı sonrası bir başka eski dost Erçağ
topla buluştu ve birkaç metre topu sürerek şık bir vuruşla skoru 1-3'e getirdi.
Akabinde Banahene’nin de oyuna girmesiyle birkaç zayıf pozisyona girsek de
ligin iyi yabancı oyuncularından olan Juninho karşı karşıya kaldığı pozisyonda
yaptığı plase ile skoru belirledi : 1-4.
Onur Akbay ismini not edin bir köşeye :
Çok önemli bir stoper kendisi. 2 hafta önce 1461 Trabzon maçında Alsancak
Stadı’nın bozuk zemini yüzünden sakatlandı ve kendisinin olmadığı iki maçta
inanılmaz savunma hatalarından toplam 7 gol yedik. Yani bu gösteriyor ki
maalesef göbekte iyi alternatiflerimiz yok ve Onur'un ne kadar önemli bir
oyuncu olduğunu fazlasıyla gördük. Alsancak Stadı’nın rezil zeminini zaten
senelerdir tüm İzmir takımlarının maçlarında görmeniz mümkün. Görmediğiniz
başka rezillikler de var ama bunları yazmaya başlarsam başka bir hikaye
anlatmış olurum. Takıma dönersek 2 haftadır sezona
başladığımız futbolu oynamıyoruz. Şurası açık ki Makukula çok yalnız kalıyor,
orta sahada yaratıcı oyuncunun olmaması hücumlarda bizi pasif bırakıyor ki
o görevi üstlenmeye çalışan Caner Ağca’nın da sakatlanması yüzünden bugün
oynamaması yokluğunu hissetmemize neden oldu desek herhalde yanlış olmaz.
Sonuç olarak hatalarla geçirdiğimiz ve
kaybettiğimiz iki hafta geride kaldı. Elbette bu ligde kaybedeceğiz de, belki
de daha çok mağlubiyet göreceğiz ama bu iki haftada 7 gol yemek biraz ayıp
oldu. Umarım iki haftada yapılan hatalardan dersler çıkarılır ve Tavşanlı
deplasmanından mutlu döneriz sonra da derbiyi beklemeye başlarız. Adana
Demirspor'u da tebrik eder, başarılar diler ve yazımı şu söz ile noktalamak
isterim:
'KUPALARA DEĞİL ACILARA SEVDAMIZ'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder