En son 11. haftadaki Denizlispor maçında evinde 3 puan alabilmişti Kayseri Erciyesspor. Üstelik de zirve yarışındaki rakipleri Adanaspor ve Manisaspor'a kaybedilen maçların ardından gelen Bucaspor ve Gaziantep Büyükşehir Belediyespor beraberlikleri takımın kendi seyircisi önünde çektiği galibiyet özlemini perçinlemişti. Neyse ki son 6 deplasmanda alınan 15 puan takımı ligin zirvesinde tutmuş, iç sahada yaşanan kayıpların telafi edilebilir olmasını sağlamıştı. Cumartesi günü takipçisi Manisaspor'un evinde puan kaybetmesiyle bu maçın önemi de iki kat artmıştı. Kayseri Erciyesspor'un gerek oyun, gerek kadro kalitesi açısından Tavşanlı Linyitspor önünde net favori olduğu su götürmezdi ancak sezon başından beri kritik eşiklerde sürpriz puan kayıpları yaşadığı bilinen Kayseri Erciyesspor için tarih yine tekerrür mü edecekti yoksa bu kez ayağa kadar gelen fırsat değerlendirilecek miydi? İşte bütün mesele buydu.
Devre arasında neredeyse bütün takım kurgusunu sil baştan yeniden oluşturan Tavşanlı Linyitspor'unsa düşme potasından kurtulmak için 3 puana belki de Erciyesspor'dan çok daha fazla ihtiyacı vardı. İlk devreye oranla, özellikle de deplasmanlarda daha iyi bir görüntü veren Tavşanlı temsilcisi için Kayseri deplasmanından alınacak 1 puan bile büyük bir motivasyon sağlayabilirdi.
Osman Hoca, Adana Demirspor deplasmanından 1-3'lik skorla galip ayrılan takımı hiç bozmadan sahaya sürdü. Hoca'nın sezon başından beri sürekli forma verdiği Alaattin Tosun ve Kenan Başkan, Adana'da olduğu gibi yedek soyunurken orta ikilide Serkan Atak ve Ragıp Başdağ; sağ uçta ise Serdar Eylik görev aldı. Hocanın diğer tercihleri ise artık klasikleşmiş Kayseri Erciyes 11'inin geri kalan isimleriydi. Tavşanlı Linyitspor'daysa geçen haftaki Konyaspor mağlubiyetinin ardından forvet arkasında Drilon Shala, yerini Mehmet Ayaz'a bırakırken savunmada Bilal Türkgüler'in yerine Hakan Çevik; Mehmet Besler'in yerine de Hasan Yaşar görev almıştı.
Belki de haftalardır yaşadığı iç sahada kazanamama baskısından olsa gerek Kayseri Erciyesspor oyuna tutuk başladı. Her ne kadar topa daha çok hakim olan taraf olsa da Mavi - Siyahlılar topu tehlike bölgelerine taşıyacak organizasyon kurmakta zorlandı. Hücum varyasyonlarının zenginliğiyle taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan Kayseri Erciyesspor'un hücum bölgesi özellikle Ragıp - Serkan ikilisinden beklediği topları alamayınca Tavşanlı Linyitspor'un katı savunması arasında kayboldu. En büyük sıkıntısı oyunun kaderine etki edecek, bireysel teknik özellikleri yüksek oyuncu kısırlığı olan konuk ekip ise savunma hattından çıkarabildiği toplarla gol aradı. Zaman zaman etkili de geldiler ancak bitirici vuruşlar konusundaki zaafiyetleri öne geçmelerini engelledi. Kayseri Erciyesspor'unsa kısır geçirdiği ilk yarıda bulduğu en önemli pozisyon, Serdar Eylik'in sağ kanattan taşıdığı topa Emrah Bozkurt'un yaptığı kafa vuruşunun üstten az bir farkla auta çıkmasıyla değerlendirilemedi.
İlk yarının sona ermesiyle tribünlerde de hafiften bir tedirginlik başladı. Takımın üzerinde iç sahada kazanamama stresi futboluna da yansımıştı; üstelik Tavşanlı Linyitspor - her ne kadar etkili organizasyonlar yapamasa da - diri bir takım görüntüsü vermişti. Şahsen, Osman Hoca'nın ikinci yarıya çıkarken orta sahada yaşanan kısırlığı aşmak üzere bir iki hamle yapmasını bekliyordum ancak Hoca ilk yarıda sahaya çıkan kurguyu bozmayarak takımını sahaya sürdü.
Tavşanlı Linyitspor'da tam olarak tarif edemediğim, tuhaf bir beceriksizlik hali var. Bütün maç boyunca bir şeyleri kotarabilecekmiş gibi duran takım, maçın dönüm noktalarında acayip işler yapabiliyor ve bir çuval incir berbat olabiliyor. Tıpkı Kayseri'de yedikleri ilk gol gibi.. Sağ taraftan Hanni'nin kullandığı kornerde savunmadaki bütün oyuncular zincirleme adamlarını kaçırdı ve neden o sırada yerde olduğunu bir türlü anlayamadığım Hakan Çevik'in geriye doğru vurduğu aşırtma kafa vuruşuyla Erciyesspor'un yapamadığını yapıp golü kalesinde gördü. Muhtemelen Hakan Çevik o kafa vuruşunu yapmak isteyip 10 kez denese, birinde bile o golü atamazdı.
Gelen golden sonra Kayseri Erciyesspor üzerindeki tutukluğu attı ve maça ağırlığını koydu. 70. dakikada kaptan Emrah Bozkurt'un yerine giren Arif Şahin'in dinamizmi ileri uçta hareketlenmeyi getirmişti ki; Arif'in oyuna girdikten 5 dakika sonra Gohou'nun önüne yuvarladığı top maçın gidişatını ilanı etti : 2-0. Bu dakikadan sonra Tavşanlı Linyitspor için yapacak çok az şey kalmıştı ki; Murat Özavcı'nın oyundan atılması onları da tüketti. Murat tecrübesinde bir savunma oyuncusunun ilk yarıda anlamsızca gördüğü sarı kartın ardından 78. dakikada adamı Gohou'yu kaçırıp arkasındaki savunma oyuncusu kademeye girebilecekken oyundan atılmayı seçmesi; hem kendisi hem de Linyit için harakiriden başka bir anlam ifade etmiyordu. Alaattin'in oyuna girip Serkan'ın da sağ kanada geçmesiyle orta saha hakimiyeti tamamen ev sahibi takımın eline geçti ve karşılaşma bu skorla sona erdi.
Maçtan sonra Kadir Has Stadı'nda tam bir bayram havası vardı. Şampiyonluk yolunda elde edilen büyük avantaj, maça gelen az sayıdaki (1.500 - 2.000) taraftarı kendinden geçirdi; futbolcular formalarını tribünlerle paylaşırken maç boyunca taraftarın tezahüratlarıyla desteklediği Başkan Ziya Eren omuzlara alındı. Kim bilir belki de bu kadar coşkuyla kutlanan şey, yalnızca 3 puan değil; Süper Lig'in Erciyes'in ardında beliren silüetiydi.
* Tavşanlı taraftar grubunun koca bir "Neşter" pankartının asıldığı deplasman tribünü de vardı Kadir Has'ta. Ancak pankartın arkasındaki sivil sayısı pankarttaki harf sayısından fazla değildi.
* Türk futbolseverindeki "takımını 10 kişi bırakan futbolcuyu bağrına basma" halini oldum olası anlayamadım. Bilal Özer'in 90. dakikada gereksiz bir sarı kart görüp oyundan atılması üzerine Kayseri Erciyessporlular'ın kendisini ayakta alkışlamasını izlerken bunlar geldi aklıma. Göztepe deplasmanında Bilal Özer'in takımını yalnız bırakacak olması bir yana; sezonun ilk yarısındaki iyi performansının ardından neden takımdan kesildiğini anlyamadığım Emre Öztürk'ün muhtemel 11'de yer alacak olması benim açımdan sevindirici bir şey.
* Tavşanlı Linyitspor'un golcü oyuncusu Murat Yılmaz hakkında karmaşık hislere kapıldı Kayseri seyircisi. Oyun içerisinde zaman girdiği tartışmalarla taraftarın tepkisini çeken Murat oyundan çıkarken bir grup seyirci kendisini yuhalarken diğerleri "Durun lan, Kayserisporlu Sefa Yılmaz'ın ağabeyi o, alkışlayın" diyerek sempatisini gösterme eğilimindeydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder