Sadece bu sezonun değil; belki de Erciyesspor tarihinin en önemli maçlarından biriydi bu akşam oynanan. 2006 - 2007 sezonu sonunda düştüğü Süper Lig'e yeniden dönmeye hiç bu kadar yaklaşmayan Mavi - Siyahlılar maçtan 3 puanla ayrılmaları halinde Çaykur Rizespor'la arasındaki puan farkını 9'a çıkaracak ve artık şampiyonluk şarkıları söylemeye başlayacaktı. Alınacak bir 1 puan bile farkı korumak açısından çok anlamlı olacaktı. Rizespor içinse Süper Lig'e direkt terfi yarışı içinde tutunmak için bu zorlu maçı kazanmaktan başka çare yoktu.
Geçtiğimiz hafta, Kayserili futbolseverlerin 2. Lig yolunda hayati önem taşıyan Kayseri Şekerspor - Tekirova Belediyespor maçında Şekerspor'u nasıl yalnız bıraktığını yazmıştım. Bugün de - belki Şekerspor maçındaki kadar içler acısı olmasa da - Kayseri Erciyesspor'un bu kritik maçında yine yeterli desteği göremediğine şahit olduk. Maçın başlamasına 15 dakika çektiğim Kadir Has'ın Batı Tribünü'nün fotoğrafı durumu anlatmada yardımcı olabilir belki.
Fildişi Sahilleri Milli Takımı'na çağrılan Gerard Gohou'nun yokluğunda, sezonun büyük bir kısmında forvet arkası üçlüde izlediğimiz Emrah Bozkurt'u son adam olarak sahaya sürdü Osman Hoca. Emrah'ın arkasına devre arası Elazığspor'dan Göksu Türkdoğan'ı yerleştiren Osman Özköylü, bu değişikliğin dışında - cezalı olan Bilal Aziz Özer'in yerine de sezonun ilk yarısının parlayan ismi Emre Öztürk'ü monte etmeyi saymazsak - son haftalardaki alışılmış kurgusunu bozmamıştı. Çaykur Rizespor'sa - hücum gücünün önemli ismi Sercan Kaya'nın sakatlığında - geri dörtlünün hemen önünde, onlara çok yakın oynayan Samat Smakov, önünde Hosam Hassan ve Cumali; onların önündeyse Eren Albayrak - Cenk Ahmet Alkılıç - Florin Cernat üçlüsüyle sahaya çıktı.
Çaykur Rizespor, benim bu ligde izlediğim taktik akışkanlığı en yüksek olan takım. İleri üçlüdeki Eren, Cenk Ahmet ve Cernat yaptıkları koşularla bazen kanatta, bazen ileri hattın en ucunda, bazen forvet arkası pozisyonunda bitebiliyor. Bu oyuncuların hiçbirinin klasik son vuruşçu ('striker') özelliği taşımamaları, driplinglerle savunma arkasına kaçmaları sezon başından beri zayıf noktası arkaya atılan toplarda savunmasız yakalanmak olan Kayseri Erciyesspor'u sıklıkla zor durumda bıraktı. Adama adama savunma anlayışının bir sonucu olarak da Rizespor geri dörtlüsü oyun içerisinde sık sık yer değiştiriyor; Göksu'yla eşleşen stoper Murat oyun içinde sola doğru kayarken Serdar'a yapışan sol bek Oğuzhan sağ taç çizgisinin ucunda görülebiliyordu. Taktik istikrar açısından ligin en katı ekiplerinden olan Erciyesspor'la Rizespor'un bu geçişken halinin doksan dakika boyunca seyir zevki açısından yüksek mücadeleler sunduğunu söylemek gerekli.
Maçın ilk dakikalarından itibaren Kayseri Erciyesspor oyun hakimiyetini kurdu ve özellikle Sofianne Hanni ve Serdar Eylik'in ileriye taşıdığı toplarla rakip kalede etkili oldu. Çaykur Rizespor'sa temkinli bir oyun anlayışıyla Erciyesspor geri dörtlüsünü Eren Albayrak ve Cenk Ahmet Alkılıç'ın deplaseleriyle tehdit etmeye odaklanmıştı. 12. dakikada Cumali Bişi'nin vuruşunda savunmaya çarpan topun kaleci Atilla Koca'yı kontrpiyede bırakması sonucu Rizespor'un deplasmanda öne geçmesi oyunu hareketlendirdi. Ev sahibi Erciyesspor, beraberlik golünü bulmak için akınlarını sıklaştırırken sezon başından beri zayıf noktası olan savunmanın arkasına atılan toplar karşısında zor anlar yaşadı. Emrah Bozkurt'un kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu Loria'ya nişanlaması ve Serdar Eylik'in sağ kanattan getirdiği topta boştaki arkadaşlarına çıkarmak yerine çalımı tercih etmesi Mavi - Siyahlılar'ın ilk yarıda heba ettiği en önemli pozisyonlardı. Çaykur Rizespor'daysa Eren - Cenk Ahmet - Cernat üçlüsünün savunma arkasına attığı her top ciddi bir akına dönüşüyor, ancak son vuruş eksikliğinden dolayı farkı ikiye çıkaracak gol gelmiyordu.
İkinci yarıya her iki takım da aynı diziliş ve taktik anlayışla başladı. İlk yarının devamı niteliğindeki oyunda Kayseri Erciyesspor olgun ataklarla rakip sahaya oyunu yıksa da Gerard Gohou'nun yokluğunda bitirici vuruş eksikliği fazlasıyla hissedildi. Bu sezon kanatta ve forvet arkasında oynamaya alışmış olan Emrah'ın yerine Göksu'nun ileri uca çekilmesi halinde daha farklı bir hücum organizasyonu izlememiz mümkün olabilirdi. Ancak ilk değişiklik beraberlik arayan Erciyesspor'dan değil, Çaykur Rizespor'dan geldi. Teknik Direktör Mustafa Denizli'nin 60. dakikada sahanın en iyi iki oyuncusu olan ve topu ayaklarına her aldıklarında rakibe zor anlar yaşatan Eren Albayrak ve Florin Cernat'ın ikisini birden oyundan alması en azından benim açımdan büyük bir sürprizdi. Kazanmak zorunda olan Çaykur Rizespor "İkinci golü düşünmüyorum, oyunu 0-1'da tutacağım" diyordu adeta. Bu hamleye Osman Özköylü 66. dakikada Emrah Bozkurt'un yerine Arif Şahin'i alarak yanıt verdi ancak bu değişiklik de takımın aradığı net pozisyonları üretebilmesini sağlayamadı. 77. dakikada bu kez Mustafa Hoca, bir diğer hücum silahı Cenk Ahmet'i oyundan alarak orta sahasını daha katılaştırmak için Cumhur Yılmaztürk'ü oyuna aldı. Beklenen gol bir türlü gelmiyordu ancak Osman Hoca'nın kulübesinde oyuna sokabileceği bir hücum alternatifi kalmamıştı. Savunmacılar Fatih Kılıçkaya, Volkan Özcan ve Veysel Aksu'nun yanısıra ön libero Alaattin Tosun ve genç kanat oyuncusu Hakan Bahran'dan kurulu kulübe karşısında Osman Hoca hamlesini Alaattin'i Hanni'nin yerine alarak orta hattı katılaştırmak doğrultusunda kullandı. Dakikalar tükenirken son çırpınış olarak stoper Mehmet Ozan Tahtaişleyen'in yerine Veysel Aksu tek stoper olarak oyuna girdi, diğer stoper Numan Çürüksu forvete çıkıp gol aradı ancak bu hamle de istenen sonucu vermedi.
Gohou'nun olmayışı Kayseri Erciyesspor'un hücum organizasyon üretebilme potansiyelini olmasa da kaleye direkt vuruş kuvvetini oldukça düşürdü. Çaykur Rizespor'sa deplasmanda lidere karşı kontrollü bir oyunla - hatta bana göre Mustafa Hoca'nın çılgınca hamlesine rağmen - attığı tek golle istediğini aldı ve yarışın son ana kadar içinde olacağını ilan etti. Matematiksel olarak olmasa da zihinlerde şampiyonluk turunun atılacağı bu önemli maçtan puansız ayrılan Erciyesspor'sa Süper Lig şarkıları söylemek için birkaç maç daha kazanmak zorunda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder