Nedir bu Adana
Demirspor'daki taraftarla yönetim arasındaki sorun, ne zaman ve niye başladı.
Biraz anlatır mısın ?
Sorun aslında yeni
bir sorun değil, birikmiş bir sorun. Hatta bizim bir kuşak üstümüzdekiler bunun 20
yıllık bir mesele olduğunu söylüyor. Daha doğrusu Aytaç
Durak'ın kulüp başkanı olması ile
birlikte başlıyor sıkıntı. Yıllarca
kulübün büyük borçlar altına sokulması, kulübün tüm üye profilinin değişmesi, Aytaç Durak ve onun çevresinin hakimiyetine geçmesi gibi etkenlerle başlıyor. Ama bu süreçte
şehrin diğer bütün ileri kesimlerinin buna göz yumması ve taraftarın örgütsüz
oluşu Durak ekibinin süreci daha rahat yönetmesine neden oluyor; ta ki Demirspor 3. Lig'e (fiili olarak 4. Lig'e) düşmesi ile taraftar, Şimşekler grubu ile bu sürece
müdahale etmeye başladı. Başlangıçta bu işler
o dönemin gençlerinin, liselilerinin (ki ben de aynı kuşağa dahilim) kulüp binasını basması, futbolcu veya hocaları
dövmesi, ya da belediye binasını basması şeklinde oluyordu. Tabi daha
sonraları bu işlerin yanlışlığı üzerine hemfikir olunmasıyla açlık
grevleri, yürüyüşler ve daha çeşit şeyler organize edildi; ta ki Aytaç Durak'ın
kulüp başkanlığını bırakana kadar. Durak'tan sonra onun
türevi Mustafa Tuncel göreve geldi ve o da Aytaç Durak'ın direktifleri
doğrultusunda işler yapmaya başladı. Burada Şimşekler
grubunun ileri gelenleri, yaşça büyükleri kulüp kongre üyeliği gibi noktalara da gelmeye başladı. Tüm bu süreçte Aytaç
Durak ilk yenilgisini, taraftar grubunun Bekir Çınar'ı kulüp yönetimine
getirmesi ile aldı ama burada da Bekir
Çınar dışında listede yer alan şu an ki gölge başkan Mehmet Gökoğlu grubu bir
şekilde Aytaç Durak ile birleşip Bekir Çınar yönetimini ekarte ettiler.
Sonraki süreçte işin içine sosyal medya, forumlar vs. girmeye başladı. Şimşekler grubu, diğer taraftar kesimi tarafından sahiplenilir bir pozisyon aldı. Aytaç Durak'ın buradaki hamlesi içerideki zayıf halkayı bulup grubu dağıtmak adına oldu ama
başaramadı.
Sanırım son
kongreye doğru geliyoruz; iki adayın ikisi de Mehmet Gökoğlu ve Selahattin
Aydoğdu anlaşılmaz bir şekilde birkaç gün içinde adaylıktan çekildi ve
taraftarın pimini de bu gelişme çekti. Bu süreçte neler yaşandı?
Evet tam da oraya
geldik, şampiyonluk
kutlamaları sırasında veda konuşması yapan Mehmet Gökoğlu birden tekrar aday
olduğunu açıkladı. Bu durum ilk önce
garipsendi ama işin rengi yapılan
açıklamalarla ortaya çıktı.
Bu noktadan sonra grup
tavrını daha sertleştirdi, çünkü ortada ciddi
bir rant alanı vardı ve mevcut yönetimin planı Aydoğdu ile bozulmuştu. Buradan sonra acil
bir şekilde aradaki fark gözetilerek bir günde 146 kongre delegesi daha kayıt
edildi gazete ve yakın oldukları siyasi partiler üzerinden bir manipülasyon
yapılmaya başlandı.
"AKP
Demirspor'u ele geçirmeye çalışıyor" , "Vali Gökoğlu'nu tehdit
ediyor" tarzı haberler ulusal basına servis edilmeye başlandı. Oysa Aydoğdu'nun listesinde Türk-İş Bölge temsilcisinden CHP il başkanının kardeşine Arap Alevi
çevresinin ileri gelenlerine kadar birçok isim yer alıyordu. Sonra bu söylem meclis
kürsüne kadar taşındı. Tabii pek çok insan da AKP
karşıtlığı açısından ele alıp bu söylemin üstüne balıklama atladı ve nihayetinde Aydoğdu ekibi valinin de "isteği" ile
adaylıktan çekildi. Yapılan sahte üye kayıtları ile ilgili yaptığı şikayetler üzerine dernekler masası
kulüp defterlerini incelemeye alınca paniğe kapılan Gökoğlu adaylıktan çekildi.
Şu anda tepki
veren taraftarların Selahattin Aydoğdu'nun çevresinde yer alan gruplar olduğu
yolunda haberler de çıktı. Doğru mu bu algı?
Selahattin Aydoğdu
çevresi diye bir şeyin olmasının imkanı yok çünkü Aydoğdu dışarıda kalan, zaman
zaman Demirspor maçlarına gelen biri. Sadece bir dönemde Terim'in yönlendirmesi
ile kulüp yönetiminde yer alan ve kulüp içerisinde çevre yapacak kadar etkisi
olmayan biri. Hatta TT Arena'da
yapılan kupa maçından sonra taraftarın desteğini görüp heyecanlanıp "Yönetim bırakırsa başkanlığa aday olurum" diye açıklama yapınca grup hem Terim'le olan
yakınlığı, hem de net bir şekilde neden
Demirspor'a başkan olmak istediğini belirtmediğini gerekçe göstererek mesafeli
yaklaşmış ve kabul etmemişti.
Ancak son kongre
açısından bakıldığında; grupların Aydoğdu'nun adaylığını desteklediği görüyor. Aynı kesimlerin sürekli olarak kulübün yerleşik değerlerine, emekten yana söylemlere vurgu yaptığı düşünüldüğünde "10 milyon
lira hibeyle geliyorum" söylemiyle adaylığını koyan üstelik de camiaya
nispeten yabancı bir 'paralı başkanla' ittifak halinde görülmesi çelişki değil
midir?
Hayır mesele orada
değil. Yıllarca "Kulübün menfaatleri için varız, şu an çok yüklü borçlarımız
var, bunların acil ödenmesi gerekiyor yoksa Demirspor'u zor günler
bekliyor" diyerek para toplayan birinin sponsorlar aracılığı ile 10 milyon gelirle bu borcu kapatacağız diye
birine karşı takındığı tutumdaki çelişkidir. Buradaki kavga budur. Yıllarca parası
ödenmeyen futbolcuların son maça kadar getirip para alamadıkları için yaptığı
grevler, aylarca para alamayan personel, genç takım oyuncuları... Bunlar bir daha yaşanmasın diye destek verildi. Kaldı ki Aydoğdu da öyle
para babası biri değil sadece iş çevresi geniş ve İstanbul'da sevilen bir
restoranın sahibi olması sebebiyle topladığı sponsor geliridir 10 milyon.
Bu arada şunu da belirtmem gerekiyor ki, ben
başından bu yana Aydoğdu'ya da, Gökoğlu'ya da mesafeli bakıyordum, nedeni de mevcut düzen
içerisindeki ütopik yaklaşımımdır.
Mevcut yönetime
neden taşeron diyorsunuz? Kimin taşeronu, Gökoğlu'nun mu, Durak'ın mı,
başkalarının mı?
Şu an mevcut liste
Gökoğlu'nun listesi. Yani Gökoğlu kendi girmediği için listesini seçtiği bir taşeron
başkan üzerinden yönetiyor. Bu söylemin sebebi de budur.
Peki gösterdiğiniz
bu keskin tepkilerin, futbolcuların ve teknik heyetin üzerinde fazladan bir
baskı oluşturmasından ve saha sonuçlarının olumsuz etkilenmesinden çekinmiyor
musunuz?
Keskin tepkinin
nedeni biraz da futbolcuların ve teknik heyetin halihazırda yaşadığı (ve
yaşamaya da devam edecek gibi göründüğü) sıkıntılar. Bunu geçen seneden kalan futbolcular çok iyi
biliyor ve bundan dolayı bir baskı yerine rahatlık yaşıyorlar. Çünkü geçen
sezon parasını alamayan futbolcular, yönetime olan bu keskin tepkiler sayesinde
paraların büyük bir ksımını aldılar. Şu an bu tavır
daha keskin çünkü bir çözüm yolu ortada bekliyor ve hazırım diyor taraftar da
bu sorunlar hiç yaşanmadan çekilin sorunsuz bir lig yaşayalım isteğindeler.
Ya saha sonuçlar iyi
giderse? Tepkilerde bir azalma ya da yumuşama bekleyebilir miyiz?
Benim kanaatim; emek veren futbolcu her koşulda sahada gerekli desteği görmeli. Ama eldeki somut veriler başarı emaresi göstermiyor. Yönetime yönelik tepkiler her koşulda devam edecektir, istifa
edene kadar.
Sonrası basit, kongre kararı alıp kendileri dışında çıkacak herhangi bir aday olması halinde
aday olmayacaklarını açıklasınlar. Ardından eğer gerçekten biri çıkıp şu dönemde
sahiplenmezse tekrar aday olsunlar. Taraftarı ancak bu şekilde kazanabilirler yoksa
zor.
Çok teşekkür
ederim vakit ayırıp yanıtladığın için, bitirmeden önce eklemek istediğin bir şey
var mı?
Bu süreçte asıl sorun şudur : Adana Demirspor halkın takımıdır ve yıllarca birinin himayesine, şirketleşmeye karşı direnmiştir. Bugünlere kadar gelmesini de taraftarına borçludur. Ancak bu dönemde
taraftar gözardı edilerek yönetim belirlenmiştir. Şampiyonluk sevinci kursağında bırakılan taraftarın asıl isyanı
bunadır. Bu tavrı ile de Aydoğdu'ya da diğerlerine de hepsine bu takımın
gerçek sahibi biziz mesajı veriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder